30 Kasım 2010 Salı

Kurdela nakışı bohça


Bu sene merak sardığım kurdela nakışında bohça yapımındayız
çok zevk alarak yapıyorum ve öğrenmeye çabalıyorum.
bu son çalışmam bakalım ortaya nasıl birşey çıkacak :)
Siz bu postu okurken ben biraz daha ilerleme kaydetmiş olacağım inşAllah:)

Sonunda battaniyem bitti :)


sona doğru yaklaştım diyerek bahsettiğim battaniyem nihayet bu sonu yaşayarak beni sevindirdi :)
araya giren onca işten sonra bu kış film keyfi yaparken bizi ısıtmaya yetişti:)

Aralarına böyle minnak çiçekler kondurdum.
Anneminde büyük emeği var tabi ellerine sağlık canımıniçinin..
son gelişinde bir el atıverdi bir yandan ördük bir yandan diktik ve mutlu sona eriştik :)

28 Kasım 2010 Pazar

Elfe Alışverişi


Kardeşimin Elfe'den aldıklarını sizlerle paylaşmak istedim.
Bu fuşya kap kol hareketleriyle çok şık bir tarz almış bence
Pelerin kol olarak tasarlanmış.
bu da kolun ayrıntılı resmi

şimdi sıra saks mavisi modelde.
bu modeli iki şekilde kullanabiliyoruz
biz hem önü açık olarak hem de kemerli olarak resimledik.
bu açık hali;

bu da kemerli hali ;

24 Kasım 2010 Çarşamba

Alış/ım Veriş/im :)



Son aldığım ciciler bunlar..
Dar paça kotu ne zamandır istiyordum sonunda emelime ulaştım:)
kombinlediğimde de sizlerle paylaşırım inşAllah..

22 Kasım 2010 Pazartesi

Kozmetik,Bakım,Giyim'den hediyeler



tık tık :)

ne için olduğunu biliyorsunuz :)

13 Kasım 2010 Cumartesi

Benim olsun istediklerim


Tadına doyulmaz, kimi zaman kışkırtıcı, kimi zaman sakinleştirici ama ruhu hep özgür kalan yazılar…

İnsan ki eşrefi mahlukattır, içindeki semavi özü keşfetmekle yükümlüdür. Çıkacaksın yollara, kendine doğru git gidebildiğin kadar. Keşif boynumuzun borcudur. Kendimizi keşfetmek, aşkı keşfetmek, dünyayı keşfetmek, Öteki'ni keşfetmek...(…)

Çakılı kalmamak sırf alışkanlıklardan ötürü demir attığın koylara. Çıkmak oralardan, geçmek dalgakıranların beri tarafına, bilmediğin memleketlere varmak, tatmadığın yemekler yemek, sözlerini anlamadığın şarkılarla içlenmek, risk almak, dağılmak ve parçalanmak ve hasret çekmek buram buram, gurbetin tadına bakmak ve kendini yabancının gözünden görmek, şaşırmak yeniden, şaşırmak bir çocuk gibi dünyanın hallerine, çeşitliliğine, güzelliğine, acımasızlıklarına... şaşırmak ölene kadar... şaşırma kabiliyetini hiç yitirmemek... budur son tahlilde Âdemoğullarına, Havvakızlarına kendilerini keşfettirten serüven.


"İncire, zeytine, Sina Dağı'na ve o emin beldeye and olsun
ki" acısı, uyurken yüzünden okunanlarla birlikte çıktım bu yolculuğa.
Evimin bacasının alev aldığı, çeşmelerininse
Kerbelâ kestiği bir düşten sonra düştüm bu yola.
Pasaportumda boş yer kalmadı ey şehir. Mevlânâ'nın bir
Şems kaybettiği Şam sokaklarından geçtim. Ölümünde bile
mağrur Selâhaddîn'in, kılıcının gölgesinde uyuyan Halid Bin
Velîd'in, Muhyiddin İbn Arabî'nin, sırrını tutamayan sır kâtibinin
ihanetine uğramış Son Padişah'ın türbelerinden
geçerek çıktığım yolculuğun sonunda sana geldim.
Cehennemle cennet burada yer değiştirirken. Elini sok
koynuna, ihtimal beyaz çıkar. Burası Lût Gölü karşısı
Mesra. İkisi. Nasıl da kıyı kıyıya.
Bu kitap bir yolculuk öyküsü... Bekiroğlu İran, Suriye, Mısır
güzergâhı üzerinde okuyucusuyla birlikte seyahat ediyor,
anlatıyor, hissettiriyor.


Bir gün Sabâ Melikesi Belkıs’tan, Âdem’le Havva’nın hikâyesini anlamanın bütün bir insanlığın da hikâyesini anlamak manasına geldiğini öğrendim. İnsanın bütün halleri Âdem’de gizliydi ve bütün macera onun hikâyesinde özetlenmişti.
Bu cümleyi yıllarca içimde gezdirdim de bir türlü kalemi elime alamadım, anlatmaya kalkışamadım
Ne zaman ki, kalmaiçin değil uğrayıp geçmek için kadem bastığımız, kök attığımız değil kısa bir gölge saldığımız şu dünyada bir cennet sürgünüyle yazgılandığımı anladım ve Kelimeler Kitabı-çift isimler sahifesinde, Âdem’le Havva’nın yanına bir de Habil’le Kabil’i ekledim. O zaman anladım anlatma zamanının geldiğini.
Hikâyenin ismi düştü dilime bir gece: LÂ.
İLLÂ, dedim.
Bir ömür boyu aradığım hece harfinin LÂ olduğunu bildim.

Dolmagül:)


Derya baykal'ın programında izleyip hemen sepetimdeki bir kuble yünden denemiştim dolmagülü:)
hem şekli hem adı çok hoşuma gitti.
dolmagül'ül suçu ne esprisini yapmadan geçemeyeceğim :):):)
Resimde gördüğünüz kadarıyla bu da ne böyle ,ne işe yarar ki diyenleriniz olmuştur
hemen aydınlatıyorum derya baykal'ın sitesinden alıntı yaparak.
yapım aşamasınıda anlatmışlar yapmak isteyenler için buyrunuz;








Orta Kalınlıkta Yün, Triko Kumaş, Şiş No: 6
Yapılışı:Büyük parça gül için; 27 ilmek başlanır, 7 sıra haroşo örülür.
Resimde görüldüğü gibi ilmeklerden iğne geçirerek büzülür ve yanları dikilir.
Küçük parça gül için; 14 ilmek başlanır, 7 sıra haroşo örülür.
Aynı şekilde dikilir ve büyük parçanın içine koyarak alttan birbirine tutturulur ve gül oluşturulur.
"Resimler ve anlatım Deryabaykal.com sitesinden alıntıdır"

10 Kasım 2010 Çarşamba

Arpa Şehriye Pilavı


Ne zamandır çok merak ediyor ve denemek istiyordum bu pilavı nasip bu akşam imiş:)
Benim gibi henüz denememiş olanlar için tarifinide vereyim

1 su bardağı arpa şehriye
2 su bardağı kaynar su
sıvı yağ
ve 1 tablet tavuk bulyon (Arzuya bağlı)
tencereye sıvı yağı koyun arpa şehriyeleri renkleri dönene kadar kavurun
üzerlerine kaynar suyu ilave edin bulyonuda ekleyin pilav gibi suyunu çekmesini bekleyin:)
Ben tuz ilave etmedim bulyonun tuzu tam damak tadımıza uygun oldu..
Şimdiden afiyet olsun :)

8 Kasım 2010 Pazartesi

Yeni Malzemeler:)


Bir heves yeni kurdelalar aldım inş birgün işime yarar diye :)
Renklerin dünyasında kaybolmak gibi birşeydi.
Kadıköy salı pazarı bu işle uğraş içinde olanlar için çok uygun bir mekan
Henüz gitmeyenlere tavsiyem olsun..

1 Kasım 2010 Pazartesi

Avon'dan aldıklarım :)


kesinlikle tavsiye etmediğim bir ürün bu rimel.
Hiç beğenmedim tek tek ayırıyor kirpikleri komik bir görünüm alıyorsunuz :)


Bu ay avondan bu ürünleri aldım.
Deneyip görelim bakalım nasıllarmış:)